Blog Arşivi

Hakkımda

Fotoğrafım
İstanbul&Hatay, Türkiye
Sıradanlıkların muhalefetçileri...Ben mucizeye tapanlardanım.Gerçekleşmiyeceğini bile bile dünyanın her an her mekanında onu arayanlardanım.Bütün kayıplarım onun uğrunadır.Bütün varoluşlarım ona olan tutkumdandır.____________ Benim için müzik; uykularımdaki rüyalar gibidir. Sadece ben görürüm, hissederim, yaşarım, unuturum, hatırladıklarımı aktarırım, yorumlarım... Bazı rüyalar da gerçek olur... Müzik iyi ya da kötüdür, bir tercih yapmak ise hayattır.________________ Yani başka türlü birşey benim istediğim...

26 Haziran 2010 Cumartesi

Mezuniyet

MEZUNİYET

16-21 dönemim şimdi hüzünlü ama grurulu bir kapanış yapmakta hem çocuk hem büyük olduğum dönemim... belki kimseye böyle bir hayat nasip olmadı geçti sevdalarla ömrüm...Şimdi İstanbul'u kapatıp yeni sayfaya bakmak lazım lakin gönül zorlanır çünkü kaybettiği insanlarda oldu ( anne annem seni hala çok özlüyorum. ) kazandıklarımda herkes, her nefes yeni bir renk , yeni bitiş yeni başlangıç kimbilir bir daha nerede anacağım yada karşılaşacağım sizlerle anılarım ve insanlarım...Hoşgeldin yeni bahar , yeni yol...

Ellerimi ilk çamura buladığımda dünya benim için evim , evimin önü yemyeşil doğam ve Akdeniz imden ibaretti. Akdeniz kokusuyla becerdim çamurdan ev yapmayı kim bilir…

5 yaşında başladığım okul, ben hep duygusal bir bağlantı kurdum seninle anlaşıldı profosyoel bir hayatım olmayacak hiç hep duygularımla yaşıyacağım…

Kimin aklına gelebilirdiki İstanbul da otobüste üni ye gitmeye çalışırken yoldan geçen mutlu bir aile görüp 100 kişinin içinde geberene kadar ağlıaycağımı ….

Özledim , kendi içimde kavruldum ama öğrendim büyümeyi lakin kimseye söylenmemeli duygular , güçsüz olunmamalı her şeyi yaparım hallederim ben! cümlelerinden hala vazgeçmedim …

İçki hiç düşündün mü seni neden bu kadar sevdiğimi , ömrümden anılarla doluydun sen benim için … deniz kokusu ve sesiyle birlikte hep Babamın şarkılarını anımsattın , annemin sofrayı hazırlayışını , kardeşlerimin güzel gülümsemelerini ve birbirimize takılmalarımızı….

Beklide babamın çaresizliğini bize yansıtmak istemediği için bir maske oldu içki bazende annemin sinirlerini örten bir kadeh …

Akşam oldu hüzünlendim ben yine hasret kaldım gözlerinin rengine … diye diye geçirdim en deli – dolu çağlarımı sizlerden uzakta ailem

Büyüdüm evet büyüdüm ….

İstanbul sen ne bağrı herkese açık bir şehirsin öyle , hem yaşatırsın hem öğretirsin hemde piç gibi ortada bırakırsın yada ben mi seni şahsileştiriyorum bu sen değilsinde hayat mı ? bilemiyorum….

Ey hayat sen bana kaç ben’i gösterdin , kaç durum , koşul sundun ? Hangi sınırlarda gezdirdin ?

İstanbul’un son demi

Dostlarım , cesaretim , varlığım , gücüm , aslında herkesin için de potansiyeli daha fazladır ben onu çok erken keşfettim ve kendi ayaklarımın üstünde durdum .

Seçimlerim , hatalarım , doğrularım , başarısız başarılarım , hiçbir başarım başarısızlık yolundan geçmeden varamadı başarıya ….

Dünle beraber gitti cascağızım şimdi yeni bir şeyler söylemek lazım ….

Şimdi aldığım yeni kararlarla bilinmeyen dünyaya göç etme zamanı . hoş geldin yeni bahar yeni yol .

Hayat bana sizin , Allahın , kültürümün , Aleviliğin kudretini gösterdi .Mevlana seni unuttum sanma sufizm , yogam ve yüreğim ve ruhum ve bedenim…
İnançlarımla ve yüreğimle birilikte yola devam.

Yazan: Solmaz Sin

1 yorum:

alibahadirbahar dedi ki...

ben bunu okurken yaşlanıyorum ağlayarak ve sen bunu yazarken ben gençtim.kaç bahar geçti üzerinden kimbilir kaç yaprak döküldü aynı gözyaşım kadar.ağlattın beni.Akdeniz kokusuyla çamurdan ev yapan küçük kız. ...

Neler hissettiniz?